Aylık arşivler: Ekim 2013

Marmara Sinema Topluluğu (MST) faaliyetleri başladı

Image

Marmara Sinema Topluluğu’nun  (MST)  öncülüğünde Marmara Medya Merkezi’nde film gösterimleri 2013-2014 döneminde Selam Sinema filmi ile başladı. Sinemarmara dergisinin 2. sayısı içinse sona yaklaşıldı

Marmara Sinema Topluluğu,  Muhsin Mahmelbaf’ın Selam Sinema filminin ardından Satyajit Ray’ın Pather Panchali filmiyle devam edecek. Dünya sinemasının ve Türkiye sinemasının seçkin film örnekleriyle gösterimlerine devam edecek olan Marmara Medya Merkezi  Film Gösterimleri, öncelikle iletişim öğrencilerinin film düşüncesini zenginleştirmek istiyor.

Marmara Sinema Topluluğu’nun öncülüğünde çıkan Sinemarmara dergisinde ise sona yaklaşıldı. Bu sayıda, derginin en önemli bölümlerinden biri olan soruşturma-röportaj kısmı için Uzak İhtimal ve Yozgat Blues adlı filmlerin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun ve sinema yazarı İhsan Kabil, ‘soğuk savaş sonrası süreçte Türkiye’de sinema’ eksenli bir söyleşi gerçekleştirildi. Sinemarmara  editöryal sürecin ardından ilgililerin huzurunda kısa zaman içinde olacak.

Marmara Sinema Topluluğu’nun faaliyetlerini  https://www.facebook.com/marmarasinematoplulugu , https://twitter.com/MarmaraSinema vehttps://marmarasinematoplulugu.wordpress.com/ hesaplardan takip edebilirsiniz.

Marmara Medya Merkezi’nde Film Gösterimleri Başladı

 

salaam-cinema-1995-01-g

Marmara Sinema Topluluğu film gösterimleri 24 Ekim Cuma Günü saat 16.00’da Marmara Medya Merkezi Stüdyosu’nda Mohsen Makmalbaf’ın Selam Sinema filmiyle başladı. İranlı yönetmenin sinemanın yüzüncü yılı dolayısıyla çektiği bu film sinemanın geçirdiği bir asır boyunca insanlar üzerinde nasıl bir etki yaptığını oyuncu seçimleri üzerinden izleyiciyle paylaşıyor. 1990’ların İran sinemasında sıkça rastladığımız zamanla oynana, filmin sınırlarını zorlama ve onun değerleri ve felsefi yapısını sorgulayan filmlerin en önemlilerinden olan Selam Sinema, usta yönetmenin bir sonraki filmi için düzenlediği oyuncu seçmelerini görüntüye alıyor ve o günkü oyuncu seçmelerini filmin kendisi yapıyor. Film Oyuncu seçmelerinin doğal atmosferini yansıttığı için de trajikomik sahnelere sahip, örneklersek yurtdışındaki sevgilisinin yanına gitmek için tek şansının bir filmde oynamak olduğuna inanan bir genç kız ve kör taklidi yapmanın oyuncu olmada şansını artıracağını düşünen genç bir adam gibi. Bu ve böyle sahnelerle bir filmde görülebilmenin, oyuncu olabilmenin insanlar için ne kadar önemli oluğunu gösteren film, sinemanın aslında hayatımızın ne kadar içinde olduğunu vurguluyor Böylece, sinemanın gerçekte ne olduğunu gözler önüne seren film, izleyiciye perdedeki büyülü dünyayı değil, kameranın arkasındaki acımasız düzeni göstermektedir.

Gönenç Açaroğlu-Muzaffer Musab Yılmaz